Bugün nasılsınız bakalım, ben iyi olduğumu söyleyemem çünkü hastayım ve yarın Zeynep'le sinemaya gitme planımız vardı. İyileşmeye çalışıyorum.
Aslında geçen hafta yazacaktım ama bilgisayarım yurtta kalmıştı, ben de pazartesi yazdım. Bu sefer de internet sorun çıkardı. Sonunda burdayım!
Başlıkta da gördüğünüz gibi bu yazımda iptal edilmiş bir dizi olan Hannibal'dan bahsedeceğim. Diziye başlamam final bölümünün yayınlanmasından hemen sonra oldu. Yani bundan bir buçuk ay önce. (Biliyorum biliyorum, geç kaldım.) Dizinin iptali önceden duyurulmuştu. İzlemediğim halde hayranlar için üzülmüştüm. İzleyip izlememekte de kararsızdım açıkçası. Final yayınlandıktan sonra öyle övgü dolu yorumlar okudum ki zaten ilgi duyduğum diziye başlamaya karar verdim.
Dizi hakkında kısa bilgi;
Oyuncular: Mads Mikkelsen, Hugh Dancy, Laurence
Fishburne, Caroline Dhavernas
Ülke: ABD
Dil: İngilizce
Sezon Sayısı: 3
Bölüm Sayısı: 39
Süre: 43 dk
Kanal: NBC
Yayın Tarihi: 4 Nisan 2013 - 29 Ağustos 2015
Suçlu profili çıkarma uzmanı olan Will Graham, FBI ile birlikte bir seri katilin peşindedir. Will'in kendine özgü düşünme tarzı onun suçluları anlamasına yardımcı olmaktadır. Will olay yerine gider, katilin sebep olduğu her şeyin (cesedin, kanların vb.) görüntüsünü zihninden atar, kendini katilin yerine koyarak cinayeti zihninde tekrar canlandırır. (Hatta cinayeti kendi işler bile diyebiliriz.) Ve sonra da der ki; This is my design. (Çevirince havası kaçıyodu ama...)
Fakat peşinde olduğu bu son suçlunun zihni onun için bile içinden çıkılmaz haldedir. Bunun üzerine ünlü psikiyatr Dr. Hannibal Lecter'a yönlendirilir, ondan yardım ister. Herkesin gözünde saygın biri olan doktorun katil ve yamyam olduğunu ise yalnızca izleyici bilmektedir. Ayrıca yemek pişirmeyi sanat haline getirmiş olan Hannibal'ın dizide çokça yemek yapma (ehem ehem, kurbanlarının organlarından) ve bir şeyden haberi olmayan konuklarına servis etme sahnesi bulunmaktadır.
Peki ya Hannibal'ın ona olan yardımlarına güvenen Will, onun aslında kim olduğunu anlarsa ne olur?
Bu karakterlerin dışında dizideki önemli kişiler olarak FBI'ın Davranış Bilimleri Başkanı Jack Crawford, (kendisine Will'i bu işe bulaştıran adam da diyebiliriz) psikiyatri profesörü ve profil uzmanlığı danışmanı Dr. Alana Bloom, Hannibal'ın psikoterapisti (adamın terapisti var resmen) Dr. Bedelia Du Maurier, TattleCrime adlı bloğun yazarı Freddie Lounds, Baltimore Devlet Hastanesi'nde Akıl Hastanesi bölümünün başkanı Dr. Frederick Chilton ve ilk bölkümdeki katilin kızı olan, daha sonra Will ve Hannibal ile karmaşık bir baba-kız ilişkisi geliştiren Abigail Hobbs'u sayabiliriz.
Biraz da Hannigram'dan söz etmek istiyorum. Hannigram, Hannibal ile Will ikilisine verilen özel isimdir diyebiliriz. Yani ben bunların arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlasam bilmiyorum. İlk sezonun sonlarına kadar dost olabilirlermiş gibi geliyordu fakat sezonun son bölümlerinde öyle şeyler oldu ki... Tabi ki size anlatmayacağım.
Yine de Hannibal ne yaparsa yapsın Will onsuz yapamazmış gibi bir izlenim oluşturdular bende. Aralarındaki ilişkiye dostluk ya da sevgi diyemiyorum. (hatta Will ondan nefret ettiğini kaç kez dile getirdi) Bence onlar daha çok ruh eşi gibi bir şeyler. Dizide de sıkça birbirlerini anlayan kişiler olduklarını başkalarıyla paylaşıyorlar. Hatta izlerken Hannibal'ın terapistiyle Will hakkında yaptığı bir sohbeti sizlerle paylaşmak için kaydetmiştim, yazının sonuna ekleyeceğim.
3. sezonda Red Dragon'un gelişiyle işler farklı bir hal alıyor. Hannibal ile Will'in ilişkisi yine bir tuhaf tabi. Sonunda geçen hafta izleme şerefine ulaştığım final bölümünün finalinde (o nasıl tamlama) yine öyle bir şey oldu ki dedim tamam artık, dizi devam etse bile final böyle güzel. Ah o Hannibal yok mu... Yalnız Will'de de Hannibal'ı bir kabulleniş vardı. Sevdim. Çalan şarkıdan bahsetmiyorum bile. Yine de dinlemek isterseniz falan adı Love Crime.
Ceset, kan, iç organ, ne bileyim öyle şeyler görmek isteyenleri fazlasıyla memnun edecek sahneler var ancak her bölümde de göreceğinizin sözünü veremem. Tıpkı her bölümün temposunun çok hızlı, heyecanlı geçtiğini söyleyemeyeceğim gibi. Ayrıca bazı diyalogları anlarken çok zorlandığımı, bazılarınıysa anlamadığımı itiraf etmek zorundayım.Dümdüz izleyebileceğiniz bir dizi değil, sizi düşünmeye zorluyor. Aynı zamanda sürprizlerle dolu....
İzleyecek olanlara tavsiyem bitirmek için acele etmeyin ama bölümlerin arasını da çok açmayın. Zamanınız varsa günde bir bölüm izleyin mesela. (Ben 3 sezonu bir buçuk ayda bitirdim.)
Bu günlük de bu kadar, iyi haftasonları...
-Şeyda

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder