Etiketler

6 Kasım 2015 Cuma

Marslı – Kitap Tanıtımı ve Yorumu



Merhaba gençler,
Bugün sizlere bahsedeceğim kitabın uyarlaması olan filmi kısa bir süre önce sinemalarda görmüştük.
Evet doğru tahmin. Bugün sizlere Marslı’dan bahsedeceğim. Bu arada bu kitabın Andy WEIR’ın ilk romanı olduğunu söylemeden de geçmeyelim. Marslı’yı internette yayımlayan Andy WEIR, karşılaştığı büyük ilginin ardından kitabın basılmasına karar vermiş.

Orijinal Adı: The Martian                                             

Yazarı: Andy WEIR

Çeviren: Emre AYGÜN

Sayfa Sayısı: 416

Yayın Evi: İthaki









Arka Kapak
Altı gün önce, Mark Watney Mars’a ayak basan ilk insanlardan biriydi. Şimdi ise, orada ölmesi neredeyse kesin.
Tanıtım
Ares Programı kapsamında Ares 3 mürettebatı 31 gün sürecek olan Mars görevi için Mars’a gönderilmiştir. Ancak 6. Solda (1 sol 1 günden 24 dakika fazla) Mars yüzeyinde meydana gelen bir fırtına sonucu görev iptal edilir. Ekip onları uzaya çıkaracak olan MTA roketine doğru yola çıkar. Bu arada fırtına da şiddetini arttırmıştır. Aniden iletişim anteninden kopan bir parça o sırada en arkada ilerleyen Mark Watney’e çarpar ve onu geriye savurur. Ancak arkadaşlarının onu bulacak zamanı kalmamıştır çünkü MTA fırtınanın şiddetinden dolayı devrilmek üzeredir. Mark’ın öldüğünü düşünüp Hermes’e (büyük uzay gemisi) geri dönerler. Dünya’ya Mark’ın öldüğü haber verilir ve Mark için bir anma töreni düzenlenir. Bu arada Mark uyanmış ve hayatta kalmanın yollarını aramaya başlamıştır. Aynı zamanda bir botanist olan Mark Mars’ta bitki yetiştirmeye ve su üretmeye başlamıştır ancak Dünya ile iletişim kurmasının bir yolu kalmamıştır çünkü iletişim cihazları arkadaşlarını uzaya çıkaran MTA’nın içindedir. Uydu görüntülerinden Mark’ın hala yaşadığını gören NASA Mark’ı kurtarmak için elinden geleni yapacak, bu süre zarfı içinde de Mark hayatta kalmak için elinden geleni yapacaktır.
Yorum
İçinde geçen bilimsel bazı konulara rağmen hiç sıkmadığını rahatça söyleyebilirim. Kitap Mark’ın günlüğü gibi tasarlanmış ve büyük çoğunluğu onun ağzından anlatılıyor. Bu yüzden Mark’ı ve Mark’ın düşüncelerini yakından takip edebilme imkanınız oluyor. Şunu söyleyebilirim ki Mark karakterine bayılacaksınız. Her ortama uyum sağlayabilen ve çok kafa bir karakter. Yani adam Mars’ta hapis kalmışken izlediği bir dizideki karakterlerin yaptıklarına kafayı takabiliyor. Ayrıca çok da zeki bir karakter. Şeyda’yla birlikte, onun yerinde olsak ne şekillerde ölebileceğimizi düşündük. Gerçekten çok fazla şekilde ölebileceğimizi keşfettiğimizi de belirteyim. Ya da kafayı yiyebileceğimizi. Her neyse… Mark’ın dışında Ares 3’ün diğer üyelerinden olan 70ler hastası Kumandan Lewis (ilk başlarda erkek sandığımı kabul ediyorum -.-), geminin pilotu Martinez, Alman kimyacı Vogel, sistem operatörü Johanssen ve ekibin doktoru Beck’i de seveceğinize eminim. Ve olayda büyük bir yer kaplayan iki NASA çalışanı Venkat ve Mitch’i unutmamak lazım.
Ama beni en çok etkileyen kitabın anlatım tarzı oldu. Kendinizi birden olayın içinde buluyorsunuz. Neler olabileceğini kestiremiyorsunuz çünkü kahramanımızın kafasından ne geçebileceği pek belli olmuyor ( ve tabiki NASA’dakilerin ne yapacağı).
 Kısacası yine elimden bırakamadığım bir kitap oldu. Bir sayfadan sonra olaylar iyice hızlanıyor ve ister istemez bir çırpıda okuyuveriyorsunuz. Hemen okuyup, farklılıkları olsa da filmini de izlemenizi tavsiye ederim.


-Zeynep

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder